BAŞTAN BAŞA KARADENİZ VE BATUM TURU
12-18 AĞUSTOS 2024
7 GECE-6 GÜN
5 GECE OTEL KONAKLAMASI
KASTAMONU-SİNOP-ORDU-BOZTEPE-GİRESUN-TRABZON-AYDER YAYLASI-RİZE-UZUNGÖL-SAMSUN-AMASYA
Kastamonu ve Sinop Farkı ile,
Ayder Yaylası’nda Konaklama ve
Zilkale , Borçka Karagöl Ayrıcalığı ile,
14.250 TL
Turlarımızda Kademeli Fiyat Sistemi Mevcuttur.
Tur Tarihi Yaklaştıkça Fiyat Değişmektedir.
** ÖDEME YAPMAYAN MİSAFİRLERİN KAYITLARI KESİN DEĞİLDİR, HERKES İÇİN ÖDEME YAPILAN GÜNKÜ FİYAT GEÇERLİ OLACAKTIR !! **
Tur Hareket Noktaları;
21:00 Tekirdağ Sahil Özcanlar Köfte Önü
21:00 Çerkezköy Ticaret Odası Önü
22:00 Çorlu Eski Kız Meslek Lisesi arkası (Vatan Computer Karşısı) ve Orion Avm Önü
22:30 Silivri Kipa Karşısı Durak Büfe
23:00 Mahmutbey İbrahim Tatlıses Köprüsü Altı
1.GÜN: ÇORLU-KASTAMONU
Eski kız mesleğin arkasından gece saat 22.00’de hareketle başlar. İstanbul, Bolu ve Gerede’yi takiben Kastamonu'ya doğru devam ediyoruz.
2.GÜN: KASTAMONU-HÜKÜMET KONAĞI-ŞERİFE BACI ANITI-SAAT KULESİ-KASTAMONU KALESİ-ATATÜRK ANITI-NASRULLAH KADI CAMİİ,ŞADIRVANI ve MEYDANI-SİNOP- DİYOJEN HEYKELİ-TARİHİ SİNOP CEZAEVİ-SAMSUN-GAZİ MÜZESİ-KENT MÜZESİ-ATATÜRK ANITI-SAMSUN
Karaçomak deresinin iki kenarına kurulmuş, kalesi, kulesi bir de deresi diye anlatılan, kahramanlık hikayelerimizin yer aldığı Kastamonu’ya varıyoruz ve Kastamonu’nun güzelliklerini keşfetmeye başlıyoruz. Kastamonu merkezinde yer alan Saat Kulesini ve Kastamonu Kalesini panoramik olarak görüyoruz. Sonrasında Neoklasik dönem mimarisinin ilk örneği olan ve Vedat Tek tarafından yapılan Hükümet Konağını görüyoruz. Hükümet meydanında bulunan Kurtuluş Savaşı sırasında gösterilen fedakârlık ve cesaretin sembolü olan Şerife Bacı Anıtı ve şapka devrimin anısına yapılan Atatürk Anıtını görüyoruz. Anıtları gördükten sonra Nasrullah Meydanına doğru yürüyoruz. Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif ERSOY’un bir dönem hutbe verdiği Nasrullah Kadı Camii ve Şadırvanı gezimizi de tamamladıktan sonra meşhur saray helvacısında ve Münire Medresesi El Sanatları Çarşısında verdiğimiz molanın ardından Kastamonu’dan ayrılıyoruz. Taşköprü ve Hanönü üzerinden adını güzeller güzeli su perisi Sinope’den alan, Karadeniz’in bakir kalmış sahil kenti olan, ülkemizin en kuzeydeki ili Sinop’a ulaşıyoruz. Bizlere “Hoş geldiniz!” der gibi elinde feneri ile ünlü Diyojen heykelinin önünde fotoğraf çektirdikten sonra dizilere, türkülere ve romanlara konu olmuş tarihi cezaevini geziyoruz.(Cezaevi restorasyon durumuna göre gezilecektir.) Sabahattin Ali’nin yazdığı aldırma gönül şiiri cezaevinin zindanlarını ve koğuşlarını gezerken içimize kadar işliyor. Parmaklıklar arkasında adlı dizinin çekildiği bu cezaevini gezdikten sonra Nokul ve Boyabat ezmesini tatmadan ve gemi atölyelerinden bir tane maket gemicik almayı unutmayın. Sinop gezimiz sonrasında milli mücadelenin başaladığı şehir ve Anadolu'nun Karadeniz'e açılan kapısı Samsun’a doğru yol alıyoruz. Atamızın Samsun’a ilk gelişinde ve daha sonraki gelişlerinde kaldığı zamanın Mantika Palası olan ve 19 Mayıs 2006 yılında yeniden düzenlenerek açılan Gazi Müzesini geziyoruz. Daha sonra Kent Müzesini ziyaret ediyoruz. Şehir merkezinde bulunan Avusturyalı Heykeltıraş H. Kriphel'e 1931 tarihinde yaptırılmış olan Atatürk Anıtının önünde hatıra fotoğrafı çektiriyoruz ve serbest zaman veriyoruz. Samsun’daki otele yerleşme ve konaklama akşam yemeğimiz otelde. SAMSUN http://www.simissohotel.com.tr/
3.GÜN: SAMSUN-BOZTEPE-FINDIK-GİRESUN-GÖRELE KEMENÇE MÜZESİ-AKÇAABAT-AYASOFYA MÜZESİ-ATATÜRK KÖŞKÜ-TRABZON
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrasında ülkemizin kullanılmakta olan en uzun tünellerinden biri olan Nefise AKÇELİK tünelinden (3820m) geçip rehberimizden alacağımız bilgiler eşliğinde Ordu kentinin sembolü olan yaklaşık olarak 515 metre yükseklikteki Boztepe’ye teleferikle çıkma imkânı (EKSTRA) buluyoruz. Karadeniz sahilini, çok uzaklarda görünen yaylaların muhteşem manzarasını izliyor ve kısa bir çay molası veriyoruz. Boztepe'ye çıkmak istemeyen misafirlerimize de teleferik parkta serbest zaman veriyoruz. Geçireceğimiz keyifli zaman sonrasında Ordu’dan ayrılmadan merkezde fındık fabrikasına uğruyoruz.. Bölgede geçim kaynağının önemli bir bölümünü oluşturan, dünyanın en kaliteli fındığı olarak kabul edilen ve antik çağ yazarlarının kaynaklarında ‘’orduları ayakta tutan Kerasus Yemişi’’ olarak adlandırdığı fındığı alabileceğimiz noktada alışveriş molası veriyoruz.Giresun’a doğru hareket ediyoruz. Daha sonra Keşap, Espiye, Tirebolu, Vakfıkebir, Çarşıbaşı ilçelerinden geçerek Trabzon’un köftesiyle meşhur ilçesi Akçaabat’a varıyoruz. Burada öğle yemeği için zaman veriyoruz. Yemek molasından sonra sahil yolu boyunca yolculuğumuz devam ederek Doğu Karadeniz’in divası ve Manastırlar kenti, Trabzon merkeze ulaşıyoruz. İlk gezi durağımız Ayasofya oluyor. Komnenoslar döneminde 1238-65 yılları arasında yapılıp, batı cephesindeki Hristiyanlık tarihine ait freskleriyle birlikte Trabzon Ayasofya`sını da geziyoruz. Gümüş, telkari, Trabzon hasır bileziği ve ülkemizde sadece Trabzon’da üç aile tarafından yapılan, Kazaz Türkleri tarafından bölgeye kazandırılan en değerli sanat olarak nitelendirilen ve bayanlar için hayranlık uyandıran işçiliğiyle Kazaziye sanatının inceliklerini, bölgedeki en büyük gümüş atölyesine gidip öğreniyoruz. Alış veriş molamız sonrası Soğuksu Mevkiine çıkarken Gülbahar Hatun Camiini, İç Kale ve Zağnos Vadisini (panoramik) görüyor ve ladin ağaçları arasından geçerek, bir Rum iş adamına ait olan ve sonrasında Trabzon halkının Ata’ya armağanı olan Atatürk Köşkü’nü(Restorasyondadır) görüyoruz. Köşk içerisinde yapılan anlatımlar ve gezi sonrası vereceğimiz kısa fotoğraf molası ardından Trabzon’daki otele varış, akşam yemeği ve konaklama akşam yemeğimiz otelde. TRABZON https://www.sumelaholiday.com/
4.GÜN: TRABZON-ALTINDERE MİLLİ PARKI-SÜMELA MANASTIRI-SÜRMENE BIÇAK ATÖLYESİ-ÇAMLIHEMŞİN-ÇİNÇİVA KÖYÜ ve KÖPRÜSÜ-ZİLKALE-AYDER YAYLASI-GELİNTÜLÜ ŞELALESİ-AŞAĞI ve YUKARI AMBARLIK-KALEGON-AYDER
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrası, Karadeniz’in özgün bitki örtüsüyle büyülendiğimiz muhteşem doğasının eşliğinde, yeni yollarında ilerlerken Coşandere'nin can verdiği Altındere milli parkına ulaşıyoruz. Ardından hem tarihi hem de doğasıyla bizi şaşırtacak 1.650 m yükseklikteki Karadağ’ın eteklerine, en sarp yerinde yer alan Dünyaca ünlü Sümela Manastırı’nı geziyoruz.(Restorasyonu devam eden bölge güncel duruma göre değişebilir.) Fotoğraf molası veriyoruz.Trabzon’un meşhur ilçesi olan Sürmene’ye ulaşıyoruz. Sürmene, denince akla ilk gelen, mutfaklarımızda işlemlerimizi oldukça kolaylaştıran ve Dünya çapında üne sahip olan, koleksiyon parçalarının da bulunduğu özel yapım Sürmene bıçağını alabileceğimiz bir noktada hem Sürmene bıçağının özelliklerini öğreniyor hem de alışveriş imkanı buluyoruz. 50 eko sistem arasında bulunan, Kaçkar dağlarının buz gibi sularında yetişen alabalığıyla da meşhur olmuş, son yıllarda rafting festivallerine ev sahipliği yapan, dağlarını-tepelerini çay bahçelerinin kapladığı Fırtına Vadisi’ne ulaşıyoruz. Adına yakışır bir şekilde bizleri karşılayan Fırtına Deresi boyunca yapacağımız yolculuğumuzda rehberimizin anlatımlarıyla bölgeye doğaya bir kez daha vurulacaksınız. Fırtına Deresi kenarında "Kaz Uçar da Laz Uçmaz mı"diyen lazların icadı Zipline etkinliği,salıncak sefası ve isteyen misafirlerimiz rafting macerasını gerçekleştirebilirler.(Ekstra)Ülkemize Uluslararası Film Festivalinde ‘’Altın Ayı’’ ödülünü getirmeyi başaran ‘’BAL’’ filminin çekimlerinin gerçekleştirildiği, çay bahçeleriyle kaplı Çamlıhemşin’e varıyoruz. Birçok diziye ve filme doğal set olan mekânlardaki gezimize Çamlıhemşin’de bizleri bekleyen minibüslerimizle başlıyoruz. Fırtına Vadisi içindeki önemli Vadilerden Çat Vadisine giriyoruz ve Ortan Köyünden geçerek Sevdaluk dizisinin çekimlerinin de gerçekleştiği eski ismi Çinçiva günümüzde Şenyuva olarak bilinen köye geldiğimizde bölgenin en eski ve kemer açıklığı en geniş olan Taş Köprüsünde fotoğraf molası veriyoruz. Çinçiva köyünün harika manzarasında fotoğraflarımızı çekerken, rehberimizin Karadeniz dağ mimarisi ile ilgili bilgileriyle, yaşam şartlarını daha iyi hissedebilmenizi sağlayacaktır. Doğanın güzelliğine, Fırtına’nın sesine şahitlik ediyoruz. Daha sonra yeryüzündeki cenneti keşfe devam ediyoruz. Ülkemizin en yaşlı konaklarını görerek yapacağımız yolculuğumuzun son durağı tarihi ticaret yolunu korumak için Vadiye en hâkim noktalardan birine kurulmuş olan Zil Kale’yi ziyaret oluyor.ZİLKALE (EKSTRA) Ticaretin güvenliği açısından çok önemli bir konumda bulunan deniz seviyesinden 750 mt., çat deresinden ise 100 mt. yukarıya kurulmuş bu Kartal Yuvası’nı andıran kaleyi görüyoruz.Bu unutulmaz anların ardından programımızı tamamlayarak otobüslerimize geri dönüyoruz. Çamlıhemşin’den ayrılıyor ve 1350 metre yükseklikte çam ormanlarıyla kaplı yaylaların şahı, sultanı olarak adlandırılan Ayder Yaylası’na gitmek üzere yola çıkıyoruz. Hala Deresi boyunca ilerleyerek Karadeniz Yaylaları içerisinde en keyiflilerinden birisi olan Ayder yaylasına ulaşıyoruz. Rivayete göre; Mitolojide “Tanrı’nın kendine ayırdığı topraklar” diye geçen Fırtına’dan başlayıp Kaf Dağı’na kadar devam eden Colchis bölgesinin de içinde bulunduğu vadiye giriş yapıyoruz. Kaçkar Dağları’nın eteğinde her zaman yeşil kalan ladin ve çam ağaçlarının, sarıdan kırmızıya dönüşen gürgen, kayın ve köknar ormanlarının arasında konaklamak ayrıcalığına bizler de ortak oluyoruz. Aşağı ve Yukarı Ambarlığı, Şenlik Düzünü aracımızdan görerek Kalegon Düzünde Gelin Tülü Şelalesini fotoğraflamak ve muhteşem havayı solumak için aracımızdan iniyoruz. Serbest zamanda keyifli bir yürüyüş yapıp yöre insanlarıyla unutulmaz bir sohbet yapabilirsiniz. Ayder Yaylası’nda kendinizi bambaşka bir dünyada hissedeceksiniz. Serbest zaman sonrasında yayla otelimize yerleşme, akşam yemeği ve konaklama akşam yemeğimiz otelde. Bir Karadeniz turuna çıkmanın en büyük ayrıcalıklarından birisi de AYDER YAYLASI ‘nda konaklamak ve AYDER YAYLASI ‘nda uyanmaktır. GELGÖR HOTEL
5.GÜN: AYDER YAYLASI-BORÇKA KARAGÖL-SARP-GONIO KÖYÜ ve KALESİ-ÇORUH NEHRİ ve KÖPRÜSÜ-BATUM ORTA CAMİİ-AVRUPA MEYDANI-MEDEA ANITI-POSEIDON MEYDANI-HOPA
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrasında otelimizden ayrılarak çıkıyoruz. Ülkemizin gizli cennet köşelerinden biri olan, Borçka-Karagöl'ü keşfe gidiyoruz.(Ekstra) Cankurtaran geçidinden geçerek Borçka’ya ulaşacağız. Bizi bekleyen minibüslerle, Borçka ilçe merkezine 27 km. mesafede, deniz seviyesinden 1.450 m. yükseklikte bulunan 19.yy başlarında, bu günkü Klaskur(Aralık)Köyü`nün yakınlarındaki bir tepenin heyelan sonuncunda Klaskur (Aralık) Deresi`nin önünü kapatmasıyla oluşan cennet yeşili ve Karadeniz’in bakir kalmış güzelliği ile ziyaretçilerini büyüleyen son zamanlarda televizyonlarda yayınlanan “Benim İçin Üzülme” dizisinin jenerik çekimlerinin yapıldığı, yola sanki bir tünel kurarcasına uzanan yemyeşil ağaçlar içerisinden geçerek dev ladin ağaçları ve minik şelalerin bize katıldığı bir yolculukla, Karagöl'e ulaşıyoruz. Etrafındaki orman örtüsü ve büyüleyici renkleriyle bir doğa harikası olan, Karagöl’de yürüyüşler yapıyoruz. Ağaçların rengarenk görüntüsünün göle yansıyan uyumunu hayranlıkla izleyip, fotoğraflarımızla bu muhteşem manzarayı ölümsüzleştiriyoruz. Dağların arasında saklı kalmış bu heyelan gölü sizleri büyüleyecek. Geçireceğimiz keyifli saatlerden sonra, tekrar uçsuz bucaksız yeşillikleri takiben, Karagöl gezimiz sonrasında Borçka’ya geri dönüyor otobüsümüze binerek Hopa’ya dönüyoruz. (Batum turu sınırların açık olması durumunda yapılacaktır).(EKSTRA)Turumuzun ardından Karadeniz sahil yolundan denizin masmavi berraklığıyla yeşilin bin bir tonu arasında süzülerek Batum'a hareket ediyoruz. Sarp Sınır Kapısında giriş işlemlerimizi tamamladıktan sonra Gürcistan / Acara bölgesine geçiyoruz. Evlenecek çiftlere şans getirdiğine inanılan Saınt Andrew Heykelini ve şelalesini panoramik olarak görüyoruz. Hz. İsa`nın on iki havarisinden biri olan St. Mathias`ın mezarının da bulunduğu Roma Dönemi’nde inşası gerçekleştirilen, yapıldığı dönemden bu yana pek çok kez el değiştiren Gonıo kalesinide panoramik olarak görerek, ülkemiz topraklarından doğan Çoruh Nehri'nin üzerindeki eski Gonio Köprüsü'nün yanındaki yeni köprüden geçiyoruz. Batum şehir merkezine doğru devam ederken Sovyet Rusya döneminde Rus askerlerin eğitim alanlarını görüyoruz. Gürcistan’ın üç Özerk bölgesinden olan Adjara Özerk Bölgesinin yönetim merkezi BatumideTarihi Orta Camii, Piazza Meydanını, Piazza Saat Kulesini, Ermeni Kilisesini, Avrupa Meydanını, Medea Heykeli'ni, Poseidon Anıtını, Astronomi Saati, Tiyatro Binasını, Batum Limanı'nı yeni oluşturulan yüzüyle göreceğiz. Şehir merkezinde panoramik olarak Chasha Tower, Batum Fener Kulesi, Aşk Heykeli (Ali ve Nino Heykeli), Alfabe Kulesi, Dönme Dolaplı Gökdelen, Ters Ev, Adalet Binası (Ters Süt Şişesi) görüyoruz. Yöresel yemeklerin tadabilmek için yemek molası vereceğiz. Batum Bulvarı'nda gezinti yaptıktan sonra alışveriş için serbest zaman vereceğiz. Ardından Sarp Sınır Kapısı'ndan çıkış işlemlerini yapıp otelimize gidiyoruz. Otelimize yerleşme ve konaklama. HOPA HOTEL TERZİOĞLU
6.GÜN: HOPA-RİZE BEZİ DOKUMA ATÖLYESİ-OF-SOLAKLI DERESİ ve VADİSİ-ÇAYKARA-UZUNGÖL-İKİÇAY ÇAY FABRİKASI-FATSA
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrasında, Rize ve köylerindeki genç kızların ekonomik kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla yeniden canlandırılan ‘’feretiko’’(Rize bezi) dokumacılığını öğrenip alışveriş yapacağımız bir noktada mola veriyoruz. Derepazarı, İyidere istikametini takiben Of’a ulaşıyoruz. Sonrasında Solaklı Vadisi`ni takip ederek Dernekpazarı, Çaykara, Taşkıran üzerinden Karadeniz Bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden 1090 m. yüksekteki, Arap turistlerin cennet diye adlandırdığı ve akın ettiği, yıllarca evlerimizdeki takvim yapraklarını süsleyen Haldizen dağları içerisinde alüvyal birikmesi sonrası Solaklı deresinin oluşturduğu Uzungöl’e ulaşıyoruz. Yolun her iki yanında bulunan Solaklı vadisi boyunca uzanan yemyeşil ağaçlar, Asma köprüler arasından geçerken dağların yamacına kurulan hatta birçoğunun yolu bile bulunmayan evleri görüyoruz. Uzungöl`de vereceğimiz serbest zamanda muhteşem fotoğraflar çekip geçireceğimiz keyifli dakikalar sonrasında Uzungöl’den ayrılıp Doğu Karadeniz’de bölgenin ekonomik gelir unsurları içerisinde en yukarıda yer alan çay bitkisinin hangi aşamalardan geçerek sofralarımıza ulaştığını öğrenebileceğimiz Sürmene'deki İKİÇAY çay fabrikasında hem çaylarımızı yudumluyoruz hem de bilgi alıyoruz. Trabzon’a doğru devam edip yöreye ait organik gıdaları alabileceğimiz bir alışveriş molası veriyoruz. Fatsa’daki otelimize yerleşme, akşam yemeği ve konaklama. FATSA https://www.hotelyalcin.com.tr/index.html
7.GÜN: FATSA-SAMSUN-İLK ADIM ANITI-BANDIRMA VAPURU-AMASYA-FERHAT İLE ŞİRİN SU KANALI-AMASYA ARKEOLOJİ MÜZESİ-II.BAYEZİD KÜLLİYESİ-YEŞİLIRMAK-ALÇAK KÖPRÜ-YALI BOYU EVLERİ-AMASYA KALESİ-KRAL KAYA MEZARLARI-HÜKÜMET KÖPRÜSÜ-SAAT KULESİ-ŞAHZEDELER PARKI-ÇORLU
Otelde alınan kahvaltı sonrasında Samsun’a doğru gidiyoruz. 19 Mayıs 1919'da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış olduğu şehrimize ulaşıyoruz. Samsun’a ulaştığımız zaman 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Bandırma Vapurundan 18 silah arkadaşıyla inerek Kurtuluş Savaşını başlatan ilk genelgeyi okuduğu yer olan bu anlamlı şehirde İlk Adım Anıtı’nı görüyor ve Atatürk'ün Samsun'a çıktığı Bandırma Vapuruna gidiyoruz. Ardından Yeşilırmak’ın iki yanına kurulmuş Millî Mücadele yıllarında önemli olaylara ev sahipliği yapmış, Osmanlılar döneminde şehzadeler şehri olarak da bilinen Amasya’ya varıyoruz. Gecesi de gündüzü de birbirinden güzel olan bu şehirde ilk olarak Osmanlı Devleti’nin arka bahçelerinden olan ve Yeşilırmak’ın şekillendirdiği bu güzel şehirde ilk olarak Ferhat’ın Şirin için dağları deldiğini bilmek yetmez diyoruz ve bu aşka tanıklık etmek üzere Ferhat ile Şirin Su Kanalını ziyaret ediyoruz. Dünyanın en büyük mumya müzesi olan Amasya Arkeoloji müzesini ziyaret ediyoruz. Burada Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait arkeolojik, Etnografik, sikke, mühür, el yazması gibi örnekleri ve İlhanlılar dönemine ait mumyaları görüyoruz. Osmanlı Sultanı II. Bayezid tarafından 26 yıl valilik yaptığı Amasya’ya armağan olarak 1482-1486 arasında Mimar Şemseddin Ahmet’e yaptırılan II. Bayezid Külliyesi içerisinde bulunan camiyi gezip, kütüphane, aşevi yapılarını gördükten sonra Yeşilırmak’ın kenarında bulunan Şehzadeler Parkında yapacağımız kısa bir yürüyüşün ardından Roma döneminden kalan eserlerden hala kullanılmakta olan Alçak Köprü üzerinde fotoğraf molası veriyoruz ve Osmanlı döneminden kalma 18. ve 19. yy. konaklarının Yeşilırmak boyunca sıra sıra inci tanesi gibi dizili olan Yalı Boyu evlerini en güzel noktadan fotoğraflıyoruz. Panoramik olarak Amasya Kalesi’ni ve Helenistik Dönemde bölgede hüküm sürmüş Mitridat Krallığına ait Harşena dağına oyularak tapınak görüntüsü verilen Kaya Mezarlarını panoramik fotoğrafladıktan sonra Hükümet Köprüsü ile Saat Kulesini görüyoruz. Şehzadeler parkındaki padişah büstleriyle tarihsel bağını koparmadığını göreceğimiz bir görsel şölenle sizleri kendisine hayran bırakacaktır. Şehzadeler parkında yapacağımız yürüyüş sonrasında dönüşe geçiyoruz. Bir başka Çorlu Travel organizasyonunda buluşmak üzere siz değerli misafirlerimizi belirli noktalara bırakarak vedalaşıyoruz. Hoşcakalın...
Turun başlangıç noktası olan Çorlu'ya dönüş saatimiz ortalama; 03:00 - 05:00 arasıdır.
|