DOLU DOLU DOĞU’NUN HAZİNELERİ
06-14 EKİM 2025
9 GECE-8 GÜN
7 GECE YARIM PANSİYON OTEL KONAKLAMASI
TOKAT-SİVAS-KEMALİYE-ERZİNCAN-ERZURUM-KARS-DOĞUBEYAZIT-VAN-TATVAN
TUNCELİ-ELAZIĞ-MALATYA-DARENDE
Araç Doluluk Durumuna Göre Erken Rezervasyon Fiyatı Değişiklik Gösterecektir!
1 ŞUBAT'A KADAR
25.000 TL YERİNE
20.000 TL
Turlarımızda Kademeli Fiyat Sistemi Mevcuttur.
Tur Tarihi Yaklaştıkça Fiyat Değişmektedir.
Tur Hareket Noktaları;
18:00 Tekirdağ Sahil Özcanlar Köfte Önü
18:00 Çerkezköy Ticaret Odası Önü
19:00 Çorlu Eski Kız Meslek Lisesi Arkası (Vatan Computer Karşısı) ve Orion Avm Önü
19:30 Silivri Kipa Karşısı Durak Büfe
19:45 Selimpaşa Gişeler
20:00 Mahmutbey Gişeleri (İbrahim Tatlıses Köprüsü Altı)
20:15 Kavacık Otobüs Durağı (Anadolu Yakası)
Not:Rezervasyon sırasında lütfen biniş noktanızı belirtiniz.
1.GÜN: 19.00’da eski kız meslek lisesinin arkasından hareketle başlar. İstanbul, Bolu, Amasya üzerinden Tokat’a doğru devam ediyoruz.
2.GÜN: Tokat - Atatürk Evi - Tokat Müzesi - Sulu Sokak - Gök Medrese - Taş Han - Sivas - Kongre Binası - Buruciye Medresesi - Şifahane Medresesi - Çifte Minareli Medrese - Madımak Otel - Ulu Camii (panoramik) -Gök Medrese (panoramik) - Sivas
Sabah alacağımız kahvaltımızın ardından (Ekstra) Yeşilırmak havzasının bereketli toprakları üzerinde kurulmuş olmasının verdiği avantajla 6000 yıllık tarihi boyunca önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuş, 14 Devleti ve birçok Beyliği içerisinde barındırmış, önemli bir Anadolu şehri olan Tokat`a varıyoruz. Eski Tokat Millet Vekili Mustafa Vasfi Süsoy`a ait, Mustafa Kemal ATATÜRK`ün 26 Eylül 1924 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte misafir olduğu konağı bugünkü ismiyle Atatürk Evi`ni görüp, yürüyerek yapacağımız Sulu Sokağı keşfetmeye başlıyoruz. Tokat gezimizde sırasıyla Aşevini yani yenilenen yüzüyle harika bir müze olan Tokat Müzesi geziyoruz. Selçuklu mimarisinin güzel eserlerinden Gök Medrese'yi görerek, Taşhan`da serbest zaman veriyoruz. Yazma, bakır ve yöresel el sanatları alışverişi yapma imkanını bulabilirsiniz. Han ve sırtını yasladığı tepenin üzerindeki bir kartal yuvası gibi duran, Roma döneminde yol güvenliği için kurulmuş Tokat Kalesini ve Kaya Mezerlarını panoramik olarak görüyoruz. Rehberimizin belirttiği yerde ve zamanda buluşarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK`ün "Biz Cumhuriyeti burada kurduk" dediği Cumhuriyet kenti Sivas`a hareket ediyoruz. Sivas'taki ilk gezi noktamız, Kongreler Dönemi'nin son kongresi olarak ve Mutafa Kemel Atatürk'ün ''Manda ve Himaye Kabul edilemez'' maddesiyle, fiili, sivil mücadeleyi başlattığı, günümüzde müze olarak kullanılan Sivas Kongre Binası'nı ziyaret ediyoruz. Daha sonra, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi mimari eserleri olan Çifte Minareli Medrese, Buruciye Medrese, Şifahane Medresesi geziyoruz. Eğri minaresiyle görenleri hayrete düşüren Ulu Cami'yi ve 1271 yılında Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından Mimar Kaluytan'a yaptırılan Gök Medrese'yi panoramik olarak dışarıdan görüyoruz. Yüreklerimizi derinden sarsan Madımak Otel’imizi de görerek serbest zaman veriyoruz. Sivas'ın, el yapımı, çakı, bıçak ve kemik taraklarıyla meşhurdur. isteyenler hediyelik alış verişi yapabilir, isteyenler çay-kahve içebilirler. Burada günü sonlandırarak konaklama yapacağımız otelimize varış. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. SİVAS
3.GÜN: Sivas-Kangal-Divriği Darüşşifası Ve Divriği Ulu Camii – Kemaliye – Taş Yol – Fırat Nehri – Karanlık Kanyon – Lökhane – Doğa Tarih Müzesi – Mani Yolu-Erzincan
Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıp Kangal üzerinden Divriği gitmek üzere yola çıkıyoruz. Kangal köpeklerimiz hakkında rehberimizden bilgi alıp Divriği ulaşıyoruz. Ardından kültür turları kapsamında tur programlarına nadir alınan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı gezmek için Divriği’ye varıyoruz. 1228-29 yılları arasında Mengücekliler döneminde yapılan ve 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesine alınan Ulu Camii ve Darüşşifasını gezerken Evliya Çelebi’nin dediklerini hatırlıyor ve hatırlatıyoruz; “Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki; methinde diller kısır, kalem kırıktır.” Şansınız yaver giderse ikindi güneşi düştüğü zaman gölgelerden oluşmuş, ayakta duran, yandan bir erkek silueti ve Kur’an-ı Kerim okuyan ve namaz kılan adam siluetlerini görebilirsiniz. Divriği gezimiz sonrasında Kemaliye’ye, Taş Yol’a gitmek üzere minibüslere biniyoruz. (EKSTRA) Karanlık Kanyon ve Fırat Nehri’nin dağları delerek oluşturduğu yer yer 800 metrenin üzerine çıkan, sarp ve dik yamaçların kıyısı boyunca uzanan bu yol, insan emeği ve kararlılığının günümüzde yaşayan en büyük sembolüdür. Taş Yol gezimiz sonrasında TÜBİTAK tarafından bölgede düzenlenen doğa gezileri sırasında toplanmış olan canlı, bitki, maden türlerinin sergilendiği, ülkemizin en büyük Doğa Tarih Müzesi’ni geziyoruz. Kemaliye merkez birçok sanatkâra ve zanaatkâra ev sahipliği yapıyor. Bunların içerisinde özellikle kapı tokmakları dünya çapında ünlenmiş durumda. Kapı tokmağı yapım atölyelerini görüp, özlem, hasret, sıla kelimelerini yazıya dökmüş kadınların gurbete çalışmaya giden sevdikleri için yazdıkları manilerin sergilendiği Mani Yoluna gidiyoruz. Mani Yolunun sonrasında oldukça keyifli bir yer olan Taş Dibi Mahallesinde yer alan Lökhane’ye gidiyoruz. Salim usta tarafından Lög/Lök yapımını öğrenip bilgilendikten sonra Kemaliye gezimizi sonlandırıyor ve akşam yemeği için otelimize ulaşıyoruz. ERZİNCAN
4.GÜN; Erzincan - Bakırcılar Çarşısı - Tercan - Mama Hatun Türbesi(panoramik) - Aşkale - Erzurum - Yakutiye Medresesi - Üç Kümbetler - Çifte Minareli Medrese - Ulu Camii - Lala Mustafa Paşa Camii - Taşhan (Rüstem Paşa Hanı) - Oltu Taşı Çarşısı - Tarihi Erzurum Evleri - Kongre Binası - Erzurum
Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıp, panoramik olarak Erzincan'ı görüyoruz ve bakırcılar çarşısında kısa bir mola veriyoruz. Erzincan'ın markası olan maden suyunun çıktığı Ekşisu Mesire Alanına gidiyoruz. Burada kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra Tercan ilçesine ulaşıyoruz. Saltuk Oğulları Hükümdarı II. İzzettin Saltuk'un kızı Mama Hatun`un kendine has mimarisiyle dikkat çeken türbesini ve kervansarayı panoramik olarak görüp Aşkale üzerinden Dadaşlar diyarı Erzurum`a varıyoruz. Erzurum`u gezmeye başlıyoruz. 1991 yılında Turizm Bakanlığı tarafından onarımdan geçirilen ve halen müze olarak kullanılmakta olan Yakutiye Medresesi ile başlıyoruz. Erzurum`daki ilk Osmanlı Camisi olan ve dönemin mimarbaşı olan Mimar Sinan`a Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve bugün kendi adıyla anılan camiyi ziyaret ettikten sonra Rüstem Paşa Kervansarayında (Taşhan) serbest zaman veriyoruz. Vereceğimiz serbest zamanda Oltu Taşı çarşılarında gezebilir alışveriş yapabilirsiniz. Ardından Erzurum`un sembolü olan Çifte Minareli Medreseyi, Üç Kümbetler ve Ulu Cami`yi gezip Erzurum Evleri arasında yapacağımız keyifli yürüyüş sonrasında Erzurum savunmasının ve Anadolu'nun en büyük kahramanlarından Nene Hatun'un mezarından da bulunduğu Aziziye-Mecidiye Tabyasını panoramik olarak görüyoruz. Ardından Mustafa Kemal'in ayak izlerini takip ederek, 23 Temmuz Kongre Binasını geziyoruz. 23 Temmuz'da düzenlenen Erzurum Kongresi, İdadi Mektebi(Lisesi) olarak hizmet veren bu binanın birinci katındaki bir salonda yapılmıştır. Burada tarihi yerinde yaşayarak, Kurtuluş yolculuğunda Erzurum'a düşen asli görevleri ve şehrin Kurtuluş'taki payını bir kez daha anlayacağız. Kongre gezimiz sonrasında otelimize varış. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. ERZURUM
5.GÜN: Pasinler - Çobandede Köprüsü - Horosan - Peri Pacaları - Obsidyen Yatakları - Sarıkamış - Şehitler Anıtı - Kars - Arpaçay - Ani Harabeleri - Surp Pirgiç Kilisesi (Keveli Kilise) - Surp Kirkor Kilisesi (Tigran Honents Kilisesi) - Katedral (Meryem Ana Kilisesi Veya Fethiye Camii) - Menucehr Camii - Ebul Muhammeran Camii - Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi - Cheltikov Evi - Tarihi Taş Köprü - Tarihi Osmanlı Hamamları - Evliya (Ebu’l Hasan Harekani) Camii - Kümbet Camii(12 Havariler Kilisesi) - Defterdarlık Binası (Kentin ilk tiyatrosu) - Vali Konağı (Tüccar Stavişku Evi) - Kars Kalesi - Kars
Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılmış yüzyıllık çarpışmalardaki ilk büyük meydan muharebesi olan Pasinler Meydan Muharebesinin gerçekleştiği bölgeden geçerken rehberimizin yapacağı anlatımlarla keyifli hale gelen yolculuğumuza Bingöl Deresi ile Pasinler Deresinin birleşerek Aras Nehrini oluşturduğu bölgede bulunan ve İlhanlı döneminde yapılmış olan Çobandede Köprüsünü görüp fotoğrafladıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Horasan üzerinden geçip yolumuzun üzerinde bulunan Peri Bacası örneklerini ve obsidyen yataklarını panoramik görüyoruz. Şehit olmuş 90 bin Mehmetçiğimiz anısına düzenlenmiş Şehitler Anıtında vereceğimiz fotoğraf molasının ardından Ermenistan ile sınırımızı teşkil eden Arpaçay`ın kenarında kurulmuş Ani Harabelerine gidiyoruz. Ani 1000 yıl öncesinin bölgenin en büyük, en zengin şehriymiş. Zaten ören yerinde göreceğimiz anıtsal yapılardan bunu hemen anlayacaksınız. Ermeni - Gürcü kültürünün en önemli yapıtlarının yer aldığı eserler arasında Katedral, Surp Kirkor, Surp Pirgiç (Keveli Kilise), Selçuklu eserlerinden Menucehr Cami, Ebul Muhammeran Cami, Sultan Sarayını geziyoruz. Sonrasında hem doğulu hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum,Ağrı ve Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı, kıpır kıpır sokakları hayat dolu bir şehir olan, 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgalindeyken yeniden kurulan, Baltık mimarisinin ülkemizde en iyi izlenebileceği merkezlerden birisi olan Kars'ta turumuza başlıyoruz. Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü, kesme taş binalar ve daha niceleri.. Kars Kafkas Cephesi Müzesi (Kanlı Tabya), Cheltikov Evi, Tarihi Taş Köprü, Rus Şiiri’nin Güneşi olarak bilinen Puşkin’in de yıkandığı Tarihi Osmanlı Hamamları, Evliya (Ebu’l Hasan Harekani) Camii, Kümbet Camii(12 Havariler Kilisesi), Defterdarlık Binası (Kentin ilk tiyatrosu), Vali Konağı (Tüccar Stavişku Evi). Kars Kalesi’ni panoramik olarak görüyoruz. Gezilerimizin ardından otelimize yerleşme. KARS
6.GÜN: Digor - Tuzluca - Iğdır - Ağrı Dağı - Doğubayazıt - İshakpaşa Sarayı - Tendürek Dağı Geçidi - Bendi Mahi Çayı - Muradiye Şelalesi - Van Kalesi - Van Denizi (Gölü) - Urartu El Sanatları Atölyesi - Kedi Evi - Van
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Digor - Tuzluca yolundan uzunca bir süre Ermenistan sınırına paralel bir şekilde giderek 850 rakımlı IĞDIR'a ulaşıyoruz. Dikkatle bakarsanız Erivan`ın evleri ve sınırımıza çok yakın kurulmuş olan Metzamor Nükleer Santralini de görebilirsiniz. Doğu’nun Çukurova’sı olarak adlandırılan Iğdır, yüksek dağların arasına sıkıştığı için çevresinden çok daha yumuşak ve ılıman bir havaya sahip olan ovada her türlü sebze ve meyve hatta pamuk bile yetişmektedir. Iğdır`ın sırtını dayamış olduğu, 5137 m. yüksekliğiyle ülkemizin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nı fotoğraflamak için uygun bir noktada durup, fotoğraf molası vereceğiz. 1625 rakımlı Doğu Beyazıt'a geçiyoruz. Topkapı Sarayı’ndan sonra 2. büyük yapılar topluluğu olan ve Lale Devrinin en büyük anıtsal yapısı olarak kabul edilen, yapımı 99 yıl süren İshak Paşa Sarayı'nı geziyoruz. 220 yıllık bu saray yapıldığı günden bu yana tüm Doğu Anadolu`nun sembol yapısı olmuştur. Bütün ovaya tepeden bakan konumuyla, birbirinden eşsiz taş işlemeli anıtsal kapılarıyla, 116 odalı muhteşem bir saray yapısı bizi bekliyor. Saray gezimiz sonrasında yolumuza devam ediyoruz. Volkanik görüntüler eşliğinde Tendürek Dağları içerisinde yapacağımız yolculuk sonrasında Çaldıran Ovası'ndan geçerken meşhur savaşın geçtiği alanları göreceğiz. Sıradaki durağımız Bend-i Mahi Çayı üzerindeki çoşkulu bir şekilde akan Doğal Asma Köprü’den geçerek, doğal güzelliği ile göz kamaştıran bu büyüleyici yerde, şelalenin akışını izliyoruz. Muhteşem güzelliğe sahip olan şelalede biraz keyif yaptıktan sonra, dağların çevrelediği ‘’Güneş ülkesi’’ Van'a ulaşıyoruz. Urartuların başkenti olarak kabul edilen Van Kalesi’ni görme fırsatı buluyoruz. Göl kıyısında muhteşem bir manzaraya ev sahipliği yapan Van Kalesi içerisinde Urartulara ait birçok yapının yanı sıra çözümlemeleri yapılmış anıtsal Urartu yazıtlarını da görme imkânı bulacağız. Van’ın meşhur Urartu gümüş sanatı olan Savat ve Arubani sanatları hakkında bilgi almak üzere gümüş atölyesi’ne gitme imkânı elde ediyoruz ve Van kedi evine uğruyoruz. Kısa molamızın ardından otelimize varış. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. VAN
7.GÜN: Van - Edremit - Akdamar Adası ve Kilisesi - Kuskunkıran Geçidi - Gevaş - Nemrut Krater Gölü - Tatvan
Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından panaromik Van turu yapıyoruz. Panoramik olarak Edremit'i görüyoruz. Gevaş yönüne ilerliyoruz. Bizi bekleyen tekne ile Van Gölü üzerindeki, Akdamar Adasına geçiyoruz. Ada üzerinde efsanelere konu olmuş, dünyada ilk Papaz yetiştiren okullardan biri olan Akdamar Kilisesini ziyaret ediyoruz. Kilisenin dış duvarları üzerindeki İncil, Tevrat ve Kuran-ı Kerim’ den alıntı sahnelerin ve Mitolojik olayların taş kabartmalarını dikkatle inceliyoruz. Kuskunkıran Geçidi'ni (2234 m) aşarak Tatvan'a ulaşıyoruz otelimize varış ve konaklama.
(Ekstra) Bizleri bekleyen minibüslerimize binip dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü olan, adını MÖ 2100'de yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan alan Nemrut Krater Gölü`ne (kaldera) çıkıyoruz. Kendinizi inanılmaz bir coğrafyada farklı bir dünyada hissedeceksiniz. Kısa bir yürüyüş ve çekeceğimiz fotoğraflar sonrasında Tatvan`a geri dönüyoruz. TATVAN
8.GÜN: Tatvan-Muş Ovası -Tunceli- Pezek-Keban Barajı- Elazığ - Harput - Ulu Camii - Harput Kalesi - Arap Baba Türbesi - Harput Evleri - Balak Gazi Heykeli - Karakaya Baraj Gölü- Kömür han -Elazığ
Sabah otelimizde alınan sabah kahvaltısı, yaklaşık yolculuğumuza başlıyoruz. Yolculuk boyunca, Birinci Dünya Savaşı'yla beraber Anadolu’da işgal edilen vilayetler içinde istiklaline kavuşan ilk şehir Bitlis'in yanından geçerek, eski adı Norşin olan, 1988 tarihinde İlçe olmuş Güroymak, adı İbranice “Sulak, Verimli ve Otlak” anlamına gelen “Muşa” kelimesinden geldiği ileri sürülmüş Muş, 1936 yılında vilayet olmuş, 1945 yılında da İl Merkezi olan Çapakçur’un adı değişmiş Bingöl'den geçerek, kaynağını Erzurum'dan alan, Elazığ Tunceli sınırını oluşturan Perisuyu Çayı'nın üzerinden geçip 144 km uzunluğundaki Munzur Irmağını takip ederek, 1087 yılında kesin olarak Türklerin egemenliği altına girmiş, Cumhuriyetin ilanı ile Dersim Vilayeti haline getirilmiş, 1946 tarihinde "Kalan" ismi ile il olmuş, adı Atatürk tarafından değiştirilmiş Tunceli'ye ulaşıyoruz ve panoramik olarak merkezi görüyoruz ve Tunceli Müzesini geziyoruz. Müze ziyaretimiz ardından dileyen misafirlerimiz ile Cem Evi ziyaretini yapıyoruz. Daha sonra öğle yemeği için Munzur Irmağının kenarında mola veriyoruz. Öğle yemeği molası sonrası 675 km² göl alanı bulunan Keban Baraj Göleti üzerinden feribot ile karşıya geçip, 675 km² göl alanı bulunan Keban Baraj Göleti üzerinden feribot ile karşıya geçip, Keban Baraj Gölü suları altında kalması sonucu bugün bir ada üzerinde yer alan Pertek Kalesi’ni seyrederek kısa süreli bir yolculuk yapıyoruz. Salkaya istikameti ile 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı bolluk ve bereket anlamına gelen El'Azık adı verilmiş Elazığ'a ve sonrasında 1085 yılında Türklerin eline, 1507 yılında Şah İsmail'in idaresine geçmiş, 1516 yılında Çaldıran Muharebesinden sonra Osmanlı Ordusu tarafından fethedilmiş Harput’a ulaşıyoruz. Burada, Çarsancak Beyi Osman Ağa tarafından 1738 – 1739 yıllarında yaptırılmış Kurşunlu Camii'nin önünden geçerek, 12. Yüzyılda Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yapılmış olan Ulu Camii'ni ziyaret edip, MÖ 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuş, Artuklu Beyi Balak Gazi'nin ve Selçuklu Beyi Alaeddin Keykubad'ın hükûmet merkezi olmuş, yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, harcına su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden “Süt Kalesi” denilen Harput Kalesi'ni fotoğrafladıktan sonra Elazığ'daki Otelimize Ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. ELAZIĞ
9.GÜN: Elazığ-Malatya - Battalgazi (Eski Malatya) - Ulu Camii - Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı - Kayısı Borsası – Malatya-Darende - Tohma Kanyonu - Somuncu Baba Türbesi-Çorlu
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrası, Malatya merkezde, Battalgazi (Eski Malatya) , Ulu Camii , Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı , Kayısı Borsası ,sonrasında Darende`ye geçiyoruz. Tohma Kanyonu içerisinde bulunan Somuncu Baba Türbesi`ni ziyaret edip Kanyon`da vereceğimiz serbest zaman sonrasında Kayseri - Ankara güzergahıyla dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Vereceğimiz gerekli molalar sonrasında Çorlu`ya varıyoruz.
Turun başlangıç noktası olan Çorlu'ya dönüş saatimiz ortalama; 05:00 - 07:00 arasıdır.